Silikonlu Meme Büyütme (Augmentasyon Mammoplasti): Güvenli ve Kişiye Özel Bir Estetik Çözüm
Silikonlu meme büyütme, meme hacmini artırmak, şeklini iyileştirmek ve vücut oranlarını dengelemek amacıyla meme dokusunun altına veya üstüne silikon implant yerleştirilmesi işlemidir. Tıbbi adı augmentasyon mammoplasti olan bu prosedür, dünya genelinde en sık yapılan estetik cerrahi operasyonlardan biridir. Modern silikon implantlar ve gelişmiş cerrahi teknikler sayesinde, güvenli ve doğal görünen sonuçlar elde etmek mümkündür. Bu makale, silikonlu meme büyütme işleminin detayları, implant seçenekleri, ameliyat süreci ve iyileşme dönemi hakkında kapsamlı bilgiler sunmayı amaçlamaktadır.
Silikonlu Meme Büyütme Kimler İçin Uygundur?
Bu işlem, aşağıdaki nedenlerle memelerinin görünümünden memnun olmayan, meme gelişimini tamamlamış ve genel sağlık durumu iyi olan kadınlar için uygun bir seçenek olabilir:
- Doğuştan küçük veya yetersiz meme dokusuna sahip olanlar.
- Hamilelik ve emzirme sonrası meme hacmi kaybı yaşayanlar.
- Kilo kaybı sonrası memelerinde sarkma ve hacim kaybı olanlar.
- İki meme arasında belirgin asimetri bulunanlar.
- Meme rekonstrüksiyonu (kanser sonrası meme yeniden yapılandırılması) gereken hastalar.
- Gerçekçi beklentilere sahip ve sigara kullanmayan bireyler.
İdeal aday, ameliyatın getireceği değişiklikleri, potansiyel riskleri ve iyileşme sürecini iyi anlamış kişidir.
Ameliyat Öncesi Konsültasyon: Kişiselleştirilmiş Planlama
İlk görüşme, başarının anahtarıdır. Plastik cerrahınız sizinle şunları detaylıca konuşacaktır:
- Tıbbi Geçmiş ve Beklentiler: Ameliyat motivasyonunuz ve hedefleriniz.
- Fizik Muayene: Göğüs kafesinizin yapısı, meme dokunuzun miktarı ve kalitesi, cilt elastikiyeti ve asimetriler değerlendirilir.
- İmplant Seçimi:
- Profil: Düz, orta, yüksek veya ekstra yüksek profil.
- Şekil: Yuvarlak veya anatomik (damla şeklinde).
- Yüzey: Pürüzsüz veya dokulu (kapsül kontraktürü riskini azaltmak için).
- Dolgu Maddesi: Kohezif (yapışkan) jel dolgulu güncel silikon implantlar. Bunlar, yırtılma durumunda vücutta yayılmaz ve şeklini korur.
- Yerleşim Yeri: İmplantın konulacağı anatomik bölge (meme altı kıvrımından, koltuk altından veya areola kenarından).
- Cep Yeri: İmplantın yerleştirileceği cep (meme bezinin altında, kasın altında veya kısmen kasın altında).
Karar vermenize yardımcı olmak için, cerrahınız sizin vücut ölçülerinize uygun implantları denemenizi sağlayabilir veya 3D simülasyon teknolojisinden faydalanabilir.
Ameliyat Teknikleri ve İmplant Yerleşimi
Silikonlu meme büyütme ameliyatı genel anestezi altında, ortalama 1-2 saat süren bir işlemdir. Cerrah, seçilen teknik ve cep yerine bağlı olarak şu kesilerden birini kullanır:
- İnframammary (Meme Altı Kıvrımı): En yaygın ve tercih edilen yöntemdir. İz, meme altındaki doğal kıvrımda gizlenir. Cerraha en iyi görüş ve kontrolü sağlar.
- Periareolar (Areola Kenarı): Areolanın (meme başı çevresindeki koyu alan) alt kenarından yapılır. İz, renk geçişi nedeniyle iyi kamufle olur. Ancak, emzirme ve meme başı hissinde değişiklik riski diğer yöntemlere göre daha yüksektir.
- Transaksiller (Koltuk Altı): Koltuk altından yapılır, memede hiç iz kalmaz. Ancak teknik olarak daha zordur ve implantın pozisyonunu ayarlamak daha zor olabilir.
İmplantın yerleştirileceği cep ise iki ana seçenektir:
- Subglandular (Meme Bezi Altı): İmplant, meme dokusunun hemen altına, göğüs kasının üzerine yerleştirilir. İyileşme daha hızlıdır, ancak ince dokulu hastalarda implant kenarları görülebilir ve kapsül kontraktürü riski biraz daha yüksek olabilir.
- Subpektoral (Göğüs Kası Altı): İmplant, göğüs kasının (pektoralis majör) altına yerleştirilir. Bu, implantı daha iyi kamufle eder, mamografinin daha net okunmasını sağlar ve kapsül kontraktürü riskini azaltabilir. Ancak iyileşme sürecinde daha fazla rahatsızlık hissedilebilir ve “animasyon deformitesi” (kas kasıldığında implantın hareketi) görülebilir.
Konu hakkında genel bilgi edinmek için Wikipedia’nın ilgili sayfasını inceleyebilirsiniz: Wikipedia – Breast augmentation
Silikonlu Meme Büyütme Sonrası İyileşme Süreci
- İlk Günler: Memeler bandajlı veya özel bir sütyenle desteklenir. Hafif-orta şiddette ağrı ve rahatsızlık olabilir, ilaçlarla kontrol edilir. Şişlik ve morluk normaldir.
- İlk Hafta: İlk kontrolde pansumanlar açılır. Dikişler genellikle kendiliğinden eriyen türdendir. Hafif aktivitelere dönülebilir, ancak kolları yukarı kaldırmak ve ağır kaldırmak yasaktır.
- 2-6 Hafta: Şişlik azalır, memeler yumuşamaya ve doğal pozisyonlarına oturmaya başlar. Cerrahın önerdiği masaj ve egzersizlere başlanır. Ofis işine dönüş genellikle 1 hafta içinde, ağır fiziksel işe dönüş ise 4-6 hafta sonra mümkündür.
- Nihai Sonuç: Memelerin tam olarak şeklini alması, yumuşaması ve doğal görünüme kavuşması 3 ila 6 ay sürebilir.
Riskler, Komplikasyonlar ve Önemli Bilgiler
Silikonlu meme büütme güvenli bir prosedür olsa da, tüm cerrahilerde olduğu gibi riskler taşır:
- Kapsül Kontraktürü: Vücudun implant etrafında oluşturduğu skar dokusunun aşırı sıkılaşması. Dokulu implantlar ve doğru cerrahi teknikle risk azaltılabilir.
- İmplant Yırtılması/Sızıntısı: Modern kohezif jel implantlarda yırtılma olsa bile jel vücutta yayılmaz, ancak implantın değiştirilmesi gerekir.
- Enfeksiyon, kanama, asimetri.
- Meme ve meme başı hissinde değişiklik (genellikle geçici).
- Animasyon deformitesi (subpektoral yerleşimde).
- ALCL (Anaplastik Büyük Hücreli Lenfoma): Çok nadir görülen, implant yüzeyiyle ilişkili bir lenfoma türüdür. Erken teşhis edildiğinde implantın çıkarılmasıyla tamamen tedavi edilebilir.
Silikonlu meme büyütme, doğru hasta seçimi, deneyimli bir cerrah ve kişiye özel bir planlama ile gerçekleştirildiğinde, hasta memnuniyetinin çok yüksek olduğu bir işlemdir. Bu kararı vermeden önce, tüm sorularınızı cerrahınıza sormaktan ve beklentilerinizi netleştirmekten çekinmeyin.
Op. Dr. Raşid Toksöz Kliniği İletişim Bilgileri:
Telefon: +90 542 158 59 60
Adres: Kızılırmak Mah. 1443. Cd. 1071 Usta Plaza, 25B/130, Çankaya/Ankara
E-posta: drrasidtoksoz@gmail.com
Bu makale, tıbbi bilgilendirme amaçlı hazırlanmış olup, reklam veya teşhis/tedavi amaçlı değildir. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurunuz.



